Absürdistan'da
- ayşe musal
- 9 Eki
- 2 dakikada okunur
Absürdistan’da Despot Kral Vızrık’ın zulümleri öyle çılgın ve absürttü ki, halk bir yandan şaşırıyor, bir yandan korkuyor, bir yandan kahkaha krizleri geçiriyordu. Kral Vızrık, “Benim dediğim olur, aklım herkesin fermanıdır!” anlayışıyla memleketin kaderini kendi kaprislerine teslim etmişti.
Vergiler Kralı Vızrık
Kral Vızrık, sabah uyanır uyanmaz “Bugün yeni bir vergi icat edelim!” diye düşünürdü. Mesela bir gün “Göz kırpma vergisi” koydu; kim göz kırparsa vergi memurları tepelerine dikiliyor, ceplerindekileri alıyordu. Bir gün de “Sessiz kalma vergisi” getirdi; konuşanları salıverir, susanları hapse atardı. Çünkü kral, her şeyi ters yapmayı severdi.
Halkın en çalışkan ve dürüst insanları, kralın kaderinde hep kötü figür olmuştu. Çünkü Vızrık’a göre “Çalışkanlık ve iyilik şüpheli şeylerdi.” Bu yüzden de güzel kalpli terzi Nalin ve usta marangoz Bilge, kralın ağzından çıkan bir iftirayla aylarca zindan kapılarını aşındırdılar. Nalin, “Ben sadece düzgün bir elbise diktim,” dese de kral, “Sen aslında devlete zarar veriyorsun!” diyordu.
Sanatçı ruhu
Sanatçı Derya Absürdistan'ın renkli simasıydı. Vızrık'ın zulümlerine açıkça karşı çıkan sesiyle halkın umudu olmuştu. Kralın akıl dışı kararlarını hicveden tiyatro oyunları sergiliyor, şiirleri ve kitaplarıyla halkın yüzünü güldürüyordu. Ancak Despor Kral Vızrık bunu "Kralı eleştirme suçu" olarak algılayıp Derya'yı sık sık hapse yollardı. Ama Derya pes etmez, her hapisten çıktığında daha mizahi ve sivri eserler yaratırdı. Kral cezasını artırdıkça halk ona daha çok bağlanıyordu.
Kralın vicdanlı adamı
Vezir Tarkın, kralın en yakın adamıydı ama içten içe tüm bu saçmalıklardan bıkmıştı. Kral Vızrık, her gün yeni bri vergi icat edip halkı soyarken, Tarkın "Bu işler böyle yürümez, eğer böyle devam ederse ülke aşırı fakirleşir ve kaos ortamı olur" diye düşünüyordu. Ama Kral "Vezirim senin aklın benim aklımla yarışamaz" deyip tavsiyeleri kulak ardı ediyordu. Yine de Tarkın kralı kontrol etmek için kimi zaman esprilere başvuruyor, kimi zaman yumuşak tatktiklerle denge kurmaya çalışıyordu.
Absürdistan Ekonomisi: Tam Bir Komedi
Kral ülkeyi yönetmekten ne kadar anlıyorsa, ekonomiden de o kadar anlıyordu. Ekonomik kararlar tam bir absürt komediydi. Kral bir gün "Paranın rengi önemli, artık sadece yeşil paralar geçer" deyince herkes yeşil mürekkep aramaya başladı. Sonra bir gün "Bugün paraya dokunmak ve para lafını söylemek yasak" ilan etti; halk çılgınca kaşla göz arasında anlaşıp taş, yaprak, hayya kumla ticaret yapmaya çalıştı. Bunun üzerine Vezir Tarkın hafifçe "Majeste, ekonomik dengeyi bozuyorsunuz" dediğinde kral "ben ne dersem o olur, ekonomi çok iyiye gidiyor" diye karşılık veriyordu.
Sona Yaklaşırken
Absürdistan halkı kralın bu keyfi uygulamalarını kahkalarla karşılasa da içten içe özgürlük, adalet ve mantık bekliyordu. Kimsenin güvencesi yoktu. Kral bir gün karar verip su içmeyi bile yasaklayabilir, halkın mallarına el koyabilir, ülkenin ismini değiştirebilir, hatta tatlı karşılığı ülkeyi yabancılara verebilirdi.
Sanatçı Derya'nın cesareti, Vezir Tarkın'ın çekingen ama dürüst adımları ve halkın sabrı, Kral Vızrık'ın akıl dışı hakimiyetine karşı var gücüyle direniyordu. Bu tuhaf ve güzel ülke zulümle mizahın iç içe geçtiği, ancak umudun hiç sönmediği absürt bir masal diyarıydı.
Tüm masallardaki gibi bu masalın da sonunda iyiler kazandı. Kral Vızrık ailesiyle ülkeden çıkartıldı, mallarına el kondu. Ülkenin başına dürüst bir devlet adamı olan Vezir Tarkın geldi.
Gökten üç elma düştü. Biri sanat, biri matematik biri felsefeydi. Bundan böyle tüm halk uyum ve refah içinde yaşadı.




Yorumlar